top of page

Dünya Kontrolsüz Gelişmeler ve Ortak bir Anlayış

* Zamamlama olarak bu yazı itibari ile Dünya nüfusu 7.3 milyar üzerinde ve her geçen saniye


artıyor. Nüfus artışı öyle hızlı artıyor ki, 20 yy. sonuna gelindiğinde, Dünya nüfus artış hızı oranına bakarsak eğer, her 13 yılda, 1 milyar yeni insan aramıza katılıyor. (1)


* Dünya’nın dengesiz bir şekilde büyüme göstermesi. Başka bir değiş ile, ekonomik büyümenin sadece gelir seviyesinin zaten en üst kademesi tarafından hissedilmesi, daha az kazanç sağlayan kitlenin daha çok olmasına rağmen daha az ekonomik büyümeden yararlanması. Bu nedenle, ekonomik dengesizlikler, beraberinde sosyal dengesizliklere, hayat beklentisi düşük kalabalık grupların meydana gelmesine ve birbirini tetikleyen olumsuzlukların artmasına zemin


hazırlıyor. Bu konu önemli olduğu için, daha çok yeni, G20 zirvesinde Ankara, Türkiye, 3-4 Eylül 2015 toplantısında tartışılmak üzere,“ G20 Ülkeleri gelir eşitsizliği ve çalışan gelir dağılımı – Eğilimler, Etkiler ve Nedenler (Income inequality and labour income share in G20 countries: Trends, Impacts and Causes)” başlıklı raporu hazırlanmıştır. (2)

* Dünya’da 1 milyar çocuk yoksulluk içinde yaşıyor, ve bunların 22 bin kadarı hergün yoksulluğa bağlı olarak ölüyor. 750 milyondan fazla insan temiz su kaynaklarına ulaşma sıkıntısı yaşıyor.(3)


Her ne kadar insanlığın en çağdaş ve en gelişmiş zamanlarını yaşıyor olsak da, 21. yüzyıla kadar gelmiş olsak da, durum herkes için aynı olanakları sunmuyor. Bu yukarıdaki olumsuz gelişmeleri, sosyal, ekonomik ve çevre bakımından, başka başka neden olduğumuz sorunlarla desteklemek mümkün.


Kabul etmemiz gerekir ki, bu olaylar, 21. yüzyılda bizim kendi kendimize meydana getirdiğimiz acımasız gerçekler. Bu arada, Dünya’da tabii ki çok güzel çalışmalar, olaylar da meydana geliyor. Örneğin, reklam yapmak gibi olsun, bu websayfasında geçen Türkiye ve Dünya sürdürülebilir gelişmeler sayfalarını henüz incelemediyseniz, bir göz atınız.


Fakat, esas konuyu bağlamak istediğim, günümüze gelen bu küresel sorunları çözmek için ne ürettiğimiz. Bu bakımdan uluslararası kuruluşların ve Türkiye dahil çözüm stratejilerine baktığımızda bir şekilde herzaman sürdürülebilirlik kavramının, sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir ekonomi ve benzeri kalıplar ile işlenmesi ve vurgu yapılması tesadüf olmasa gerek. Örneğin, inceleyiniz ve sürdürülebilir-lik/sustainable&sustainability kelimelerinin büyük kuruluşlar tarafından hazırlanan metinler içerisinde kaç sefer geçtiğine kendiniz bakınız.


Yani sürdürülebilirlik sadece bir, iki yeşil bina veya çevreci olmak ( bunların önemi tabii ki,


gözardı edilemez) anlamına gelmiyor. Bir kalıcı kalkınmanın sürekli ve dinamik olması öncelikle sağlam değerler üzerine kurulmasını gerekli kılıyor. Bu bakımdan, sürdürülebilirliğin kendi anlamında geçtiği gibi, ekonomi, insan ve çevre değerlerinin aynı ölçüde korunduğu, geliştiği bir dengeyi bizlere sunduğu için belki de, raporlarda, yazılarda, ileriye dönük planlarda sıklıkla görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz gibi gözüküyor.

foto kaynak: http://www.nedbankgroup.co.za/

Kaynak

Öne Çıkanlar
Güncel Yayınlananlar
Başlıktan Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page